Перевод: со всех языков на турецкий

с турецкого на все языки

dikkate almak

  • 1 in acht nemen

    dikkate almak

    Nederlands-Turks mini woordenboek > in acht nemen

  • 2 take into account

    dikkate almak

    English to Turkish dictionary > take into account

  • 3 take into account

    dikkate almak, göz önüne almak, hesaba katmak, göz önünde bulundurmak
    * * *
    hesaba kat

    English-Turkish dictionary > take into account

  • 4 take cognizance of

    dikkate almak, göz önüne almak, önem vermek

    English-Turkish dictionary > take cognizance of

  • 5 take cognizance of

    dikkate almak, göz önüne almak, önem vermek

    English-Turkish dictionary > take cognizance of

  • 6 take account of

    dikkate almak, hesaba katmak

    English-Turkish dictionary > take account of

  • 7 take account of

    dikkate almak, hesaba katmak

    English-Turkish dictionary > take account of

  • 8 consider

    v. göz önüne almak, hesaba katmak, addetmek, göz önünde bulundurmak, düşünmek, göz önünde tutmak, dikkate almak; saygı göstermek, saymak; görmek; fikrinde olmak
    * * *
    1. dikkate al 2. hesaba kat
    * * *
    [kən'sidə]
    1) (to think about (carefully): He considered their comments.) hakkında düşünmek
    2) (to feel inclined towards: I'm considering leaving this job.) düşünmek
    3) (to take into account: You must consider other people's feelings.) gözönüne almak
    4) (to regard as being: They consider him unfit for that job.) düşünmek
    - considerably

    English-Turkish dictionary > consider

  • 9 regard

    n. bakış, anlamlı bakış, bakım, itibar, nazar, ilgi, ilişki, dikkat, önem, saygı, beğeni, takdir, hürmet
    ————————
    v. bakmak, göz önüne almak, dikkate almak, hesaba katmak, saymak, saygı duymak, takdir etmek, çok beğenmek, önem vermek, ait olmak, ilgili olmak
    * * *
    1. dikkate al (v.) 2. saygı (n.)
    * * *
    1. verb
    1) ((with as) to consider to be: I regard his conduct as totally unacceptable.) saymak, düşünmek
    2) (to think of as being very good, important etc; to respect: He is very highly regarded by his friends.) saymak
    3) (to think of (with a particular emotion or feeling): I regard him with horror; He regards his wife's behaviour with amusement.) düşünmek
    4) (to look at: He regarded me over the top of his glasses.) bakmak
    5) (to pay attention to (advice etc).) dikkat etmek
    2. noun
    1) (thought; attention: He ran into the burning house without regard for his safety.) dikkat, özen
    2) (sympathy; care; consideration: He shows no regard for other people.) sempati, anlayış
    3) (good opinion; respect: I hold him in high regard.) saygı, hürmet
    - regardless
    - regards
    - as regards
    - with regard to

    English-Turkish dictionary > regard

  • 10 berücksichtigen

    berücksichtigen v/t <o -ge-, h> dikkate almak; göz önüne almak

    Deutsch-Türkisch Wörterbuch > berücksichtigen

  • 11 Betracht

    Betracht [bə'traxt] m
    etw in \Betracht ziehen bir şeyi göz önüne almak, bir şeyi dikkate almak;
    etw außer \Betracht lassen bir şeyi göz ardı etmek;
    ( nicht) in \Betracht kommen söz konusu ol(ma) mak

    Wörterbuch Deutsch-Türkisch Kompakt > Betracht

  • 12 erfassen

    erfassen*
    vt
    1) ( mit Händen) ele almak; ( ergreifen) yakalamak;
    die Scheinwerfer eines Wagens erfassten uns ( fig) bir arabanın farları bizi yakaladı
    2) ( mitreißen) sürüklemek;
    er wurde von einem Auto erfasst bir otomobil tarafından sürüklendi
    3) Angst/Zweifel erfasste ihn korkuya/şüpheye kapıldı
    4) ( begreifen) kavramak; ( verstehen) anlamak
    5) ( registrieren) kaydetmek; ( Daten) toplamak; ( statistisch) sayımlamak
    6) ( einbeziehen) dahil etmek; ( berücksichtigen) dikkate almak

    Wörterbuch Deutsch-Türkisch Kompakt > erfassen

  • 13 внимание

    dikkat
    * * *
    с
    1) dikkat (-ti)

    слу́шать с внима́нием — dikkatle dinlemek

    обрати́ть внима́ние — dikkat etmek

    обрати́ть чье-л. внима́ние на что-л.birinin dikkatini bir şeye çekmek

    обрати́ть на себя́ внима́ние — dikkati kendi üzerine çekmek

    не обраща́ть внима́ния на сигна́лы светофо́ра — ışıkları dinlememek

    не обраща́й внима́ния! — aldırma!

    не обраща́я внима́ния на дождь — yağmura aldırmadan

    и э́то, обрати́те внима́ние, происхо́дит в на́ше вре́мя! — bu da, dikkat edilsin / buyurun, yaşadığımız çağda oluyor!

    э́тому вопросу уделя́ется осо́бое внима́ние — bu soruna özel bir önem veriliyor

    кома́нда бо́льше внима́ния уделя́ла оборо́не — takım defansa daha çok önem veriyordu

    он весь внима́ние — dikkat kesildi

    2) ( забота) dikkat (ve ihtimam); ilgi

    спаси́бо вам за внима́ние (ко мне) — ilginize teşekkür ederim

    по́льзоваться внима́нием — ilgi / teveccüh görmek

    ••

    внима́ние! — dikkat!

    быть в це́нтре внима́ния — herkesin dikkatini kendi üzerine çekmek

    приня́ть во внима́ние — dikkate almak

    Русско-турецкий словарь > внимание

  • 14 соображение

    с
    2) (мнение, суждение) düşünce, fikir (- kri)

    вы́сказать свои́ соображе́ния — düşüncelerini belirtmek

    3) düşünce, mülahaza

    по такти́ческим соображе́ниям — taktik düşüncelerle

    из соображе́ния эконо́мии — tutum düşüncesiyle

    приня́ть в соображе́ние — hesaba katmak, dikkate almak, göz önünde tutmak

    Русско-турецкий словарь > соображение

  • 15 consult

    n. başvurma
    ————————
    v. danışmak, başvurmak, bakmak; dikkate almak, düşünmek; görüşmek
    * * *
    danış
    * * *
    1) (to seek advice or information from: Consult your doctor; He consulted his watch; He consulted with me about what we should do next.) başvurmak, danışmak
    2) ((of a doctor etc) to give professional advice: He consults on Mondays and Fridays.) danışmanlık yapmak
    - consultation

    English-Turkish dictionary > consult

  • 16 debate

    n. tartışma, çekişme, görüşme, müzakere
    ————————
    v. çekişmek, tartışmak, danışmak; düşünüp taşınmak; dikkate almak
    * * *
    1. tartış (v.) 2. tartışma (n.)
    * * *
    [di'beit] 1. noun
    (a discussion or argument, especially a formal one in front of an audience: a Parliamentary debate.) tartışma, müzakere
    2. verb
    1) (to hold a formal discussion (about): Parliament will debate the question tomorrow.) tartışmak, müzakere etmek
    2) (to think about or talk about something before coming to a decision: We debated whether to go by bus or train.) tartışmak

    English-Turkish dictionary > debate

  • 17 deem

    v. farzetmek, varsaymak, saymak, zannetmek; inanmak; dikkate almak
    * * *
    say
    * * *
    [di:m]
    (to judge or think: He deemed it unwise to tell her the truth.) düşünmek, saymak

    English-Turkish dictionary > deem

  • 18 listen

    interj. baksana
    ————————
    v. dinlemek, kulak asmak
    * * *
    dinle
    * * *
    ['lisn]
    1) ((often with to) to give attention so as to hear (what someone is saying etc): I told her three times, but she wasn't listening; Do listen to the music!) dinlemek
    2) ((with to) to follow the advice of: If she'd listened to me, she wouldn't have got into trouble.) dinlemek, dikkate almak

    English-Turkish dictionary > listen

  • 19 reckon with

    hesaba katmak, dikkate almak, göz önünde tutmak
    * * *
    (to be prepared for; to take into consideration: I didn't reckon with all these problems; He's a man to be reckoned with (= a powerful man).) hesaplaşmak; hesaba katmak

    English-Turkish dictionary > reckon with

  • 20 take note of

    (to notice and remember: He took note of the change in her appearance.) dikkate almak, önem vermek

    English-Turkish dictionary > take note of

См. также в других словарях:

  • dikkate almak — göz önünde bulundurmak, hesaba katmak, gereğini düşünmek Etrafındaki dedikoduları dikkate alıp onun öfkeye kapılacağını tahmin edin. Y. K. Karaosmanoğlu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • göz önüne almak — önceden düşünmek, hesaplamak, dikkate almak 1908 den önceki zemin ve zamanı göz önüne almalı. Y. K. Beyatlı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • nazarıitibara almak — dikkat etmek, dikkate almak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • hesaba katmak — dikkate almak, göz önünde bulundurmak Hem benim avukat veya yargıç olmak isteyip istemediğimi de hesaba kattıkları yoktu. N. Cumalı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dikkat — is., ti, Ar. diḳḳat 1) Duygularla düşünceyi bir şey üzerinde toplama, uyanıklık Dikkatle bakınca güvertedeki insanların gidip gelişini kolaylıkla seçebiliyor. Y. K. Karaosmanoğlu 2) ünl. Dikkat ediniz! anlamında bir uyarı sözü 3) mec. İlgi, özen… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • gözetmek — i 1) Korumak, bakmak, özen göstermek, himaye etmek Büyük kardeşler küçükleri gözetir. 2) Önem vermek, göz önünde bulundurmak, ayrı tutmak 3) nsz Kollamak, beklemek Fırsat gözetmek. Uygun bir zaman gözetmek. 4) Bir sonuca giderken bütün ayrıntı ve …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • saymak — i, ar 1) Bir şeyin kaç tane olduğunu anlamak için bunları birer birer elden veya gözden geçirmek, sayısını bulmak Nara sormuşlar: Tanelerin kaç tane? Yiyenler saysın bana ne demiş. B. R. Eyuboğlu 2) Sayıları arka arkaya söylemek Birden ona kadar… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • itibar etmek — 1) saygı göstermek, saymak, değer vermek Biz sana ağabey diye itibar ediyoruz. B. Felek 2) göz önünde bulundurmak, dikkate almak Başkalarının sözüne itibar etmez …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • göz önünde tutmak (veya bulundurmak) — herhangi bir durumun nasıl bir sonuca yol açacağını hesaba katmak, dikkate almak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • itibar etmek — 1. değerlendirmek, dikkate almak …   Osmanli Türkçesİ sözlüğü

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»